Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük insanı.Seni çok seviyor ve yaptıklarına büyük saygı duyuyoruz.
İyi ki dünya senin gibi bir lideri görmüş geçirmiş.Yattığın yerde rahat uyu ATAM
10 Kasım 2011 Perşembe
JAMES MRAZ İLE MÜZİK ARASI
İnsanın en kötü anında , terkedildiğinde , kendini boşlukta hissettiğinde , evde canı sıkıldığında , kendini camdan atmak istediğinde , bir sigara yaktığında yanına da bir bira ya da bir kadeh şarap aldığında kim eşlik eder??? tabiki şarkılar.Şarkılar kurtarır insanı , güçlendirir ,umutlandırır.James Mraz da benim en büyük destekçim bu konuda.Sadece yukarıdaki durumlarda değil tabiki en mutlu anımda , yemek yaparken , yolda yürüken ,işe giderken , sevişirken yani kısacası hayatımın her anında her saniyesinde dinlemekten hiç sıkılmadığım bir şarkıcı.3 sene önce radyoda çalan şarkıyı internette taratmamla başladı james mraz bağımlılığı.ancak tek bir sorunum var bu güzel adamla şehrime ayak basmaması bir kez olsun canlı dinleyememem.Umarım o gelemese de ben bir gün onun çaldığı bir şehirde canlı performansını izleyebilirim.
SOPHIE CALLE İSTANBUL SERGİSİ
Dün sabah evden çıkmış işe doğru giderken kocaman bir poster gördüm.Bir adamın profilden fotoğrafı ve üstünde bir isim Sophie Calle.Eve geldiğimde kimdir diye araştırma yaptım ve gördüm ki dünyanın en çağdaş 10 sanatçısı arasında gösteriliyormuş.17 eylül - 31 aralık 2011 tarihleri arasında 3 bölümden oluşan bir sergisi olacakmış bu sergide sabancı müzesinde olacakmış.Bilgilerinize arz ederim.
Sergiden kısaca bahsetmek gerekirse son imge isimli ilk bölümünde sanatçı görme kaybıyla doğan veya görme yetisini sonradan kaybetmiş 13 kişiye hatırladıkları son görüntüyü soruyor, anlattıklarını kaleme alıyor, anlatan kişiyi ve anlatılan olayları fotoğraflıyor.Sophie Calle serginin 2. bölümünde, İstanbul’da yaşayan ancak denizi hiç görmemiş insanların denizle ilk karşılaşmalarını görüntülüyor imiş.son bölümde ise Sophie Calle’in 1986’ya uzanan bir projesinden alınan anlamlı 2 cümle ziyaretçileri uğurluyor olacakmış. Sanatçının, “Gördüğüm en güzel şey denizdir, öyle uzaklara uzanır ki görmez olursunuz...” ve “1986’da doğuştan kör insanlar tanıdım. Güzelliğe dair imgelerinin ne olduğunu sordum onlara. İlk yanıt veren, bana denizi anlatan adamdı...” cümlelerine, çerçevelenmiş bir deniz fotoğrafı eşlik ediyormuş.
SOPHIE CALLE
1953 doğumlu Fransız sanatçı, uzun kariyeri boyunca bazen gözleyerek, bazen de izleyerek insan vücudunu, davranışlarını, acı ve kederlerini, coşku ve heyecanlarını saptamaya çalıştı. Bir anlamda “üçüncü göz” gibi; video, fotoğraf ve yazarı olduğu edebi / felsefi kitaplarla, izlenimlerini sanat dünyasına kazandırdı. Eserlerinde insan zaafını tasvir eden, kimlik ve mahremiyet gibi konuları işleyen Calle, günümüzün yaşayan en büyük çağdaş sanatçıları arasında gösteriliyor.
Sergiden kısaca bahsetmek gerekirse son imge isimli ilk bölümünde sanatçı görme kaybıyla doğan veya görme yetisini sonradan kaybetmiş 13 kişiye hatırladıkları son görüntüyü soruyor, anlattıklarını kaleme alıyor, anlatan kişiyi ve anlatılan olayları fotoğraflıyor.Sophie Calle serginin 2. bölümünde, İstanbul’da yaşayan ancak denizi hiç görmemiş insanların denizle ilk karşılaşmalarını görüntülüyor imiş.son bölümde ise Sophie Calle’in 1986’ya uzanan bir projesinden alınan anlamlı 2 cümle ziyaretçileri uğurluyor olacakmış. Sanatçının, “Gördüğüm en güzel şey denizdir, öyle uzaklara uzanır ki görmez olursunuz...” ve “1986’da doğuştan kör insanlar tanıdım. Güzelliğe dair imgelerinin ne olduğunu sordum onlara. İlk yanıt veren, bana denizi anlatan adamdı...” cümlelerine, çerçevelenmiş bir deniz fotoğrafı eşlik ediyormuş.
SOPHIE CALLE
1953 doğumlu Fransız sanatçı, uzun kariyeri boyunca bazen gözleyerek, bazen de izleyerek insan vücudunu, davranışlarını, acı ve kederlerini, coşku ve heyecanlarını saptamaya çalıştı. Bir anlamda “üçüncü göz” gibi; video, fotoğraf ve yazarı olduğu edebi / felsefi kitaplarla, izlenimlerini sanat dünyasına kazandırdı. Eserlerinde insan zaafını tasvir eden, kimlik ve mahremiyet gibi konuları işleyen Calle, günümüzün yaşayan en büyük çağdaş sanatçıları arasında gösteriliyor.
IKEA
Baştan sona kadar gezmek biraz zor olsa da ikea en sevdiğim yerlerden birisi.
Bir evim olsun istiyorum ve evi baştan aşağı ikea mobilyalarıyla donatmak istiyorum hatta o mobilyaların üzerlerindeki kitapları çalıp evimin her bir köşesine saçmak istiyorum.Bir market bir insanın sıkıntısını giderebilir mi? evet hem de öyle bir giderir ki.kadınlar nasıl ayakkabı ya da elbise aldıkların da mutlu oluyorlarsa ben de ikea da mutlu oluyorum yanlız dikkatinizi çekerim birşey almadan da mutlu olabiliyorum.
İstanbul'a taşındıktan sonra ilk yaptığım şey küçük odamı döşemek oldu cebimdeki paraya göre ihtiyaçlarımın çoğunu karşılayabildim.Küçük ütü masası , küçük halı , nevresim takımı , gece lambası ama hala şu gece lambasına lamba alamadım süs gibi duruyor oracıkta zavallı.
Neyse bir de o koca marketi gezdikten sonra karidesli salatasından yemek öldürüyor beni.
Kötü bir anım var ama ikea ile ilgili.Öğrencilik zamanımda parasızlıktan sürünürken bir umut gibi doğdu ikea ik nın araması.İş görüşmesine çağırdılar.Ne kadar güzel geçtiğini düşünsemde geri dönüşleri o kadar güzel olmadı.Olsun be içimdeki bu sevgiyi öldürmedi o gıcık kadın.Bendeki de ne sevgiymiş sanki güzel bir kadını anlatıyorum.
Bir evim olsun istiyorum ve evi baştan aşağı ikea mobilyalarıyla donatmak istiyorum hatta o mobilyaların üzerlerindeki kitapları çalıp evimin her bir köşesine saçmak istiyorum.Bir market bir insanın sıkıntısını giderebilir mi? evet hem de öyle bir giderir ki.kadınlar nasıl ayakkabı ya da elbise aldıkların da mutlu oluyorlarsa ben de ikea da mutlu oluyorum yanlız dikkatinizi çekerim birşey almadan da mutlu olabiliyorum.
İstanbul'a taşındıktan sonra ilk yaptığım şey küçük odamı döşemek oldu cebimdeki paraya göre ihtiyaçlarımın çoğunu karşılayabildim.Küçük ütü masası , küçük halı , nevresim takımı , gece lambası ama hala şu gece lambasına lamba alamadım süs gibi duruyor oracıkta zavallı.
Neyse bir de o koca marketi gezdikten sonra karidesli salatasından yemek öldürüyor beni.
Kötü bir anım var ama ikea ile ilgili.Öğrencilik zamanımda parasızlıktan sürünürken bir umut gibi doğdu ikea ik nın araması.İş görüşmesine çağırdılar.Ne kadar güzel geçtiğini düşünsemde geri dönüşleri o kadar güzel olmadı.Olsun be içimdeki bu sevgiyi öldürmedi o gıcık kadın.Bendeki de ne sevgiymiş sanki güzel bir kadını anlatıyorum.
Starbucks
İnsanların bu aralar en çok tercih ettikleri kahve dükkanlarından biri hatta en başında geleni.
Açıkçası insanları etkileyen kahveden fazla kafenin ortamı.Bazı şubelerinde insanlar sıra bekliyorlar.Biz bu kahve dükkanı yokken ne yapıyorduk acaba?? Ne yapıyorduk biliyomusunuz??Hiçbir şey.
Doğrusunu söylemek gerekirse bugünler de ben de çok fazla gitmeye başladım.İlk başlarda hiç alışamamıştım aslında fiyatları çok buluyordum gerçi şimdi de çok buluyorum zaten benim gidiş nedenim o enfes kahveleri değil bir küçük yeşil çay alıp cam kenarındaki yüksek taburelerden birine oturup dışarda yürüyen insanları izlemek.Denemelisiniz gerçekten çok zevkli hele bir de elinizde güzel bir dergi ya da kitap mp 3 çalarınızda da güzel bir şarkı çalıyorsa keyfinize diyecek yok.
Kahvelerine de diyecek birşey yok.Kahve diyince aklımıza gelen ülkelerden geliyor kahve çekirdekleri ve damaklar da güzel bir tat bırakıyor.İnsanların kahveden daha fazla hoşuna giden şey içerideki satılan ürünler.
Çörekler, börekler , sandviçler ,bardaklar ,termuslar ve çikolatalar hepsi birbirinden güzel , tatlı , lezzetli ürünler.
Açıkçası insanları etkileyen kahveden fazla kafenin ortamı.Bazı şubelerinde insanlar sıra bekliyorlar.Biz bu kahve dükkanı yokken ne yapıyorduk acaba?? Ne yapıyorduk biliyomusunuz??Hiçbir şey.
Doğrusunu söylemek gerekirse bugünler de ben de çok fazla gitmeye başladım.İlk başlarda hiç alışamamıştım aslında fiyatları çok buluyordum gerçi şimdi de çok buluyorum zaten benim gidiş nedenim o enfes kahveleri değil bir küçük yeşil çay alıp cam kenarındaki yüksek taburelerden birine oturup dışarda yürüyen insanları izlemek.Denemelisiniz gerçekten çok zevkli hele bir de elinizde güzel bir dergi ya da kitap mp 3 çalarınızda da güzel bir şarkı çalıyorsa keyfinize diyecek yok.
Kahvelerine de diyecek birşey yok.Kahve diyince aklımıza gelen ülkelerden geliyor kahve çekirdekleri ve damaklar da güzel bir tat bırakıyor.İnsanların kahveden daha fazla hoşuna giden şey içerideki satılan ürünler.
Çörekler, börekler , sandviçler ,bardaklar ,termuslar ve çikolatalar hepsi birbirinden güzel , tatlı , lezzetli ürünler.
12 EASY WAYS TO PREPARE YUMMY COFFEE
Eğer kahve seviyorsanız alın size en iseal kahveyi yapmak için kullanacağınız ölçümler.Bu arada malzemeleri nereden bulacağım diye sorarsanız en yakın sturbucks tan edinebilirsiniz.AFİYET OLSUN
9 Kasım 2011 Çarşamba
Hostels in Çanakkale
Hotel Des Etrangers
Hotel Des Etrangers is set in a classic Ottoman style building at the promenades of Canakkale. This special class hotel offers modern accommodation with private balconies which offer panoramic views of the Dardanelles.
The rooms have parquet floors and are equipped with flat-screen TVs with cable channels. They feature private bathrooms that come with free soap and shampoo products. Guests can use the free Wi-Fi all throughout the hotel.
Entrangers Hotel houses its own restaurant offering a menu of local dishes prepared with seasonal ingredients. All this adjoined by a wine from the region. A breakfast buffet is served in the restaurant every morning.
Eceabat ferryboat service is 50 metres and Kilitbahir ferryboat service is 20 metres from Hotel Des Etrangers. The ancient city of Troy is 25 km away. Canakkale Airport is 2 km from the hotel.
http://www.kucukoteller.com.tr/deseetrangers
Kemal Pasa Mah Yali Caddesi No: 25/27, 17100 Çanakkale
The rooms have parquet floors and are equipped with flat-screen TVs with cable channels. They feature private bathrooms that come with free soap and shampoo products. Guests can use the free Wi-Fi all throughout the hotel.
Entrangers Hotel houses its own restaurant offering a menu of local dishes prepared with seasonal ingredients. All this adjoined by a wine from the region. A breakfast buffet is served in the restaurant every morning.
Eceabat ferryboat service is 50 metres and Kilitbahir ferryboat service is 20 metres from Hotel Des Etrangers. The ancient city of Troy is 25 km away. Canakkale Airport is 2 km from the hotel.
http://www.kucukoteller.com.tr/deseetrangers
Troy
Homer immortalized Truva (Troy) in his stories of King Priam, Hector, Pans and the beautiful Helen. Archeological excavations have revealed nine separate periods of settlement including ruins of city walls, house foundations, a temple and a theatre. A symbolic wooden Trojan horse commemorates the legendary war.
The ancient harbor of Alexandria-Troas was built in the 3rd century B.C. St. Paul passed through twice, and then on his third missionary journey, he continued on to Assos. As you approach Bozcaada Island, the Venetian castle commands your attention. Then your eyes are drawn to the glistening white houses and the restaurants and cafes which line the promenade. Wine seems as plentiful as water on this island; a tour reveals many vineyards and wine cellars. There are good, sandy beaches at Ayazma, Poyraz and Igdelik. The largest of the Turkish islands, Gokceada is ringed with pristine bays. Its hills, covered with the greens of pine and olive trees, are dotted with sacred springs and monasteries. Regularly scheduled ferry boats make the trip from Canakkale and Kabatepe. In August, islanders and tourists gather for colorful local fairs.
The ancient harbor of Alexandria-Troas was built in the 3rd century B.C. St. Paul passed through twice, and then on his third missionary journey, he continued on to Assos. As you approach Bozcaada Island, the Venetian castle commands your attention. Then your eyes are drawn to the glistening white houses and the restaurants and cafes which line the promenade. Wine seems as plentiful as water on this island; a tour reveals many vineyards and wine cellars. There are good, sandy beaches at Ayazma, Poyraz and Igdelik. The largest of the Turkish islands, Gokceada is ringed with pristine bays. Its hills, covered with the greens of pine and olive trees, are dotted with sacred springs and monasteries. Regularly scheduled ferry boats make the trip from Canakkale and Kabatepe. In August, islanders and tourists gather for colorful local fairs.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)