29 Ocak 2011 Cumartesi

La Cigale

İzmir'in merkezinde merkezden uzak bir restaurant la cigale.
İki salon şeklinde tasarlanan mekanda yemyeşil ağaçların altındaki masalarda çiçek hiç eksik olmuyor. Kahvaltı çeşitlerinin de bulunduğu La Cigale'de, özellikle çalışanlar için zengin içerikli bir öğle mönüsü düşünülmüş. Açık büfe olarak sunulan öğle yemekleri uygun fiyatları sayesinde, iş çevresinin de uğrak yeri haline gelmiş. Akşam üstü ise Fransız usulü tatlılarla beş çayı keyfi de yaşanmaya değer.
Akşam ise bambaşka bir havası var La Cigale'in. Kısa bir süre önceye kadar akşam servisinin bulunmadığı mekan bu eksiğini de gidermiş. Hoş bir ışık, fonda klasik müzik eşliğinde keyifli bir gece geçirmek için ideal.
Pazar hariç haftanın her günü 09:00'dan 24:00'e kadar açık olan mekana, özellikle akşamları rezervasyon yaptırmanızı öneririz.

Tel   : 0232 421 47 80




ASANSÖR RESTAURANT

İzmir'in güzelyalı semtinde,ünlü Dario Moreno sokağında bulunan asansör restaurant için  İzmir'in incisi diyebilirim.1970 yılında yaptırılan bina ve restauranta izmini veren tarihi asansör o zamanlarda mahalleninin yaşamını kolaylaştırmış şu anda ise cafe ve restaurantıyla İzmir'lilerin göz bebeği haline gelmiştir.
Asansör restaurantın kafe bölümünde içkilerinizi canlı müzik ve  izmir manzarası eşliğinde yudumlayıp restaurant bölümünde lezzetli yemeklerinizi eşiniz ve dostlarınızla yiyebilirsiniz.



MİKO-SİESTA CAFE

İzmir'in kalbi kıbrıs şehitleri caddesinde,küçük bir sokakta miko.Sokağın ismi de Can Yücel sokağı.
Fazla kimse bilmez mikoyu ama bilende bir daha hayatından çıkaramaz bu sevimli,bazende bir o kadar ciddileşebilen kafeyi.2008 yılında  İzmir'e yeni gelmiş birisi olarak,İzmir'in tarih kokan ara sokaklarını keşfederken buldum mikoyu.çello ve piyano sesini duyar duymaz attım kendimi birden içeri ve oturdum ilk gördüğüm boş masaya.Şarap eşliğinde müzik dinletisi ve bir o kadar da güzel ilgi alaka,gerçekten çok hoşuma gitmişti.İlk başta dediğim gibi bende o günden bu güne çıkaramadım hayatımdan mikoyu.

http://www.miko.com.tr

LİMON KAFE,GÜMÜŞLÜK EN LEZZETLİ GÜN BATIMI

Bodrum Gümüşlük'te bulunan kafe limon gidenlerin yemeklerine,kendilerine has içki kokteyllerine,kızarmış mantısına,şirinliğine ve tabiki manzarasına hayran kaldığı,bir gidenin vazgeçemeyeceği bir kafe.
Türkiye'de gün batımının hayranlıkla izlenebileceği sayılı mekanlarda birisi kafe limon.

http://www.limongumusluk.com/



27 Ocak 2011 Perşembe

Tatile Giderken Yanınıza Almanız Gerekenler

Tatil hayaliyle günleri, ayları geçirdikten sonra işte tatil zamanı geldi çattı. O tatlı telaş içinde yanınıza almanız gerekenlerden birçoğunu atlayabilirsiniz. Aşağıdaki listeye göz atarak, hiç beklemediğiniz bir anda, hayatınızı kurtaracak bir kaç küçük detayı yakalayabilirsiniz.

Terlik, Ayakkabı, Her güne bir tshirt, Yedek 2-3 tshirt, İççamaşırı (yedekli), Diş macunu, Diş fırçası, Parfüm, Dikiş Seti, Tarak, Makyaj malzemeleri, Mayolar, Şampuan , Duş Jeli, Lif, Şarj Cihazı, Güneş kremi, Kulak pamuğu, Tıraş bıçağı, Likit sabun, Şortlar, Şapka, Gözlük, Çorap, Pantolon, Traş makinesi, Fotoğraf makinesi - Kamera şarj aletleri ile , Yurtiçi/yurtdışı seyahati ise: Pasaport/kimlik/sağlık sig. kartları/evlilik cüzdanı vs., Palet, Şnorkel, Kirliler için poşetler, Cımbız, Ayna, Bol Toka , Yara bandı, Kitap

ÇOCUKLAR İÇİN
Şampuan, Güneş kremi, Şapka, Kolluk, Sandalet, Ayakkabı, Kısa kollu tsirt, Askılı tsirtler, Şortlar, Bez, Kova -Kürek, Yüzme ayakkabısı, Puset, Tırnak makası, Tarak, Uzun kollu penye, hırka, Çorap, Çadır, Uçurtma, Biberon(Kullanıyorsa), Mamalar, Hepsinden bol yedek :), Boya ,defter,kalem

İLAÇLAR
Çocuklar için ağrı kesici, şurup, Ateşölçer, Yanık kremi, Sinek ilacı

24 Ocak 2011 Pazartesi

DOĞUDAN BATIYA AKDENİZ KOYLARI

KEMER AYIŞIĞI KOYU VE YÖRÜK PARKI


Antalya'nın kemer ilçesinde bulunan ayışığı koyu bir çok türk ve yabancı turistin tatillerinde tercih ettiği mekan.,
Dünyaca ünlü eski çıplaklar kampı olarak da bilinen fransız tatil köyü club med de bu koyda bulunmaktadır.Ayrıca bir çok kafe ve gece kulübü bu koyda turistlere hizmet vermektedir.
Birçok dalgıç ve dalmayı seven turist ayışığı koyu açıklarındaki paris 2 batığına dalış yapmaktadır. Bu batık 1. Dünya Savaşında Topçu Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul Aker ve bataryası tarafından karadan top atışlarıyla batırılmış bir Fransız Savaş Gemisi. Türkiye’nin en iyi 100 dalış noktasından birisi olarak bilinir.
Türkiye'ce ünlü yörük parkı da bu koya ev sahipliği eder.türk müziklerini ve türk gelenek göreneklerini yerli ve yabancı turistlere göstermek için yapılmış olan folklorik yörük parkı,yemekleri,ayranı ve manzarasıyla ziyaretçilerini beklemektedir. 
http://www.yorukparki.com.tr/




ÇAMYUVA ALACASU KOYU



Kemere 12 Çamyuva'ya ise 3 km mesafede olan Alacasu koyunda yeşilin ve mavinin tonlarını seyredebilir,Çam ormanları arasında doğal plajda denize girebilirsiniz , dağda doğa yürüyüşünden sonra piknik alanlarında dinlenebilirsiniz.Koy aynı zamanda mavi tur yapan yatların uğrak yeridir.
Hemen yanı başında tepelik yerde eski bir mezarlık vardır.Orası,yüzyıllar önce yaşanmış bir medeniyetin kalıntılarıdır.Çoktan unutulmuştur.Yolu düşüp de oraya giden yerli yada yabancı turistler ilgi ve biraz da merakla bakarlar o mezar taşlarına . Cingi dediğimiz sert taşlardan özenle ve büyük çabalar sarfedilerek yapılmıştır. Orada yaklaşık iki bin yıl öncesi bir yaşantının izlerini görebilirsiniz




PHASELIS KOYU

Akdeniz'in bütün güzelliklerini gösteren yeni açılan sahil yolundan Antalya'ya 35 km kala Phaselis levhasından sapıldığında, bir orman yolu bizi Tekirova Köyü'ndeki Phaselis'e götürür. 

Yakınında bulunan Beldibi Mağarası'nın Prehistorik iskân göstermesine rağmen, sahildeki Phaselis şehrinin kuruluşu M.Ö. VII. yüzyıldan yukarı çıkmamaktadır. Üç limana sahip oluşu, konumu ve zengin orman bölgelerine yakınlığı nedeniyle M.Ö 690'da Rodosluların kolonisi olarak kurulmuştur. M.Ö. VII. ve VI. yüzyıllarda geçimini denizden sağlayan Phaselis, Perslerin Anadolu'ya hakim oluşundan sonra onların, daha sonra İskender'in Persleri yenmesiyle de İskender'in eline geçmiştir. Ancak Phaselisliler İskender'e kapılarını açmış, onu şehirlerinde konuk etmişlerdir. İskender Pamphlia şehirlerinin birçok elçisini burada kabul etmiş, kıyı kesimindeki şehirleri bir bir alarak Gordion'a gitmiştir.

İskender'in ölümünden sonra kent, M.Ö. 309'dan 197'ye kadar Mısır'daki Ptolemaiosların elinde kalmış, Apameia Barışı ile diğer Lykia şehirleri gibi Rodos Krallığı'na verilmiş, M.Ö. 190'dan 160 yılına kadar Rodosluların egemenliğinde kalmıştır. M.Ö. 160 yılından sonra da Roma'nın egemenliği altında Lykia Birliği'ne girmiştir. Phaselis M.Ö. I. yüzyılda Olympos ile beraber devamlı korsanların taarruzları altında kalmış, bir müddet Zenekites'in elinde kalan şehir, Romalıların bu korsanı yenmesiyle kurtulmuştur. 

M.Ö. 42 yılında Brutus, şehri Roma'ya bağlamıştır. Bizans Çağı'nda ise Phaselis, Piskoposluk Merkezi olmuştur. Elverişli limanları dolayısıyla M.S. III. yüzyılda tekrar korsanların taarruzlarına uğrayan şehir bundan sonra önemini yitirmiş, daha sonraki Arap akınlarıyla da iyice fakirleşmiş ve M.S. XI. yüzyılda artık hayatiyetini sürdüremeyecek duruma gelmiştir. Selçukluların Alanya ve Antalya limanlarına önem vermesi nedeniyle tamamen önemini yitirerek sönmüştür. 







OLİMPOS

Tarihi boyunca farkli uygarliklarin egemenligine giren olimpos simdide turistlerin begenisini toplayan tam bir doga cenneti.
Içinden geçen bir derenin ayirdigi iki yamaç, caretta carettalarin yumurta birakmaya geldikleri ender sahillerden biri ve yanartas görebileceginiz nadir bölgelerden biri...
Kumsaldanda görebileceginiz tepenin üzerinde ortaçagdan kalan bir kalenin kalintilari mevcut.Nehrin karsi tarafinda hamam kalintilari, roma devrinden bir esinti gibi görünen antik tiyatro ve karsilasacaginiz daha birçok tarihi eser kalintisi sizi geçmisin büyülü havasina sokabilir. Çirali plajinin yamaçlarina yakin bir yerde kisa bir yürüyüsün ardindan yanartaslarin bulundugu tepeye ulasmak mümkün. Mitolojik bir hikayeyle baglanti kurulan bu bölgede Roma ve Bizans zamanindan kalma yapilarda var. Bu tepede yeryüzüne çikan dogal gaz havanin oksijeniyle birleserek çok eski devirlerden beri yanmakta. O zamanlar çok daha güçlü olan ates simdi küçük ama çok sayida alev seklinde yaniyor. Ates geceleri daha iyi görülebiliyor. 
Sahilde caretta caretta yumurtalari metal kafeslerle korunuyor ve burada ates yakmak yasak. Ve tabi Olimpos SIT alani kapsaminda oldugu için yapilasmada yasak ve konaklama agaç evlerde yapiliyor. Birde Çirali'da portakal bahçeleri arasinda pansiyonlar mevcut.
Kemer ile Adrasan arasinda kalan Olimpos size bol oksijen, tertemiz bir deniz, isteyenlere eglence ve gece hayati vadediyor.
Olimpos'un ağaç evler bakımından en ünlü pansiyonu Kadir'in evleri diyebilirim.Her sene minimum bir hafta gidip kaldığım ve çok memnun kaldığım bir pansiyon.Kadir'in evleri sadece Türkiye'de değil dünyada da çok tanınan bir pansiyon.Dünyanın bir çok yerinden gelip gönüllü olarak çalışan gençleri görebilirsiniz.

http://www.kadirstreehouses.com/
















mimoza restaurant , Bodrum-Gümüşlük

Bodrumun seçkin balık restaurantlarından biri olan mimoza gerçekten yemekleriye ve manzarasıyla gidilmeye değer bir mekan.mekan sahibi fikret bey ise bir o kadar cömert.müşteri ile olan ilişkileri olsun,müzik seçimleri olsun her yönüyle harika bir insan.

iletişim,fotoğraflar ve rezervasyon için
http://www.mimozagumusluk.com/

not : sezonda gitmek isteyenler 1 hafta öncesinden yer ayırtırlarsa daha iyi olur çünkü sezonda yer bulmak gerçekten çok zor.

www.couchsurfing.org yani ucuz yoldan dünyayı dolaşmak

Benimde 1 senedir üyesi olduğum couchsurfing adlı site gezginlere dünyanın herhangi bir yerinde bedava kalabilecekleri yer bulmalarını sağlıyor.
Sitede ayrıca size hangi şehirde yaşıyorsanız o şehirde gerçekleştirilen etkinliklere katılma imkanı sağlıyor.Çok aktif ve seviyesi oldukça yüksek bir site olan couchsurfing'de aktif olmak istiyorsanız profil sayfanızda bir çok referansa ihtiyacınız olacak.bu referanslar içinde şehrinize gelecek olan gezginleri güzel bir şekilde ağırlamanız gerek.Bu referanslar ilerideki sehayatlerinizde bedava kalacak yer bulmanıza oldukça yardımcı olacaktır.

16 Yaşında Tek Başına Dünya Turu

16 yaşında dünyanın etrafında tek başına gemiyle seyahate çıkan ve yedi aylık süreden sonra geri dönen Avustralya’lı Jessica Watson Cumartesi günü Sidney Limanı’nda onbinlerce insan tarafından karşılandı.

Başbakan Kevin Rudd önderliğinde yapılan resepsiyonda konuşan 16 yaşındaki genç, tek bir kişi değil aylarca bir gemi bile görmeden yol aldığını ve tekrar karada olmanın “muhteşem” olduğunu söyledi.

Yolculuk sırasında kendi kendine konuşup konuşmadığı sorulan genç kız; “Sürekli kendi kendime konuştum. Sonlara doğru kendi kendime konuşmamın arttığını fark ettim. Herkes orada tek başına olmanın ürkütücü ve korkunç olduğunu düşünüyor. Ama aslında suda iken böyle hissetmiyorsunuz” dedi fakat bazen etrafın tüyler ürpertici olacak kadar sessiz olduğunu da ekledi.

Gazetecilere konuşan Watson taze meyve ve sebzeye hasret kaldığını ve geceleri gemide neredeyse hiç uyumadığını söyledi. Watson sabahları çok erken saatte uyumayı tercih ediyordu.

23000 deniz mili kateden Watson dalgaların yarattığı sarsıntının fiziksel olarak çok yorucu olduğunu belirtti ve “Bir süre sonra sürekli sallanma hissi oluşuyor. Özellikle bir haftadan sonra.” dedi. “Tek istediğiniz bir yere tutunmadan odanın içinde yürüyebilmek ya da uzanabilmek oluyor.”

Yolculuk öncesinde deneme seferine çıkan ve yük gemisine çarptıktan sonra çok genç ve deneyimsiz olduğu için eleştirilen Watson seyahate çıkmadan önce şüpheleri olduğunu itiraf etti ve “Bir süre boyunca oldukça endişeliydim çünkü daha önce hiç tek başıma denize açılmamıştım ve tüm dünyaya tek taşıma, hiç durmadan ve hiç yardım almadan dünya turuna çıkacağımı söylüyordum. Yapabileceğimi biliyordum ama yine de şüphelerim vardı.” dedi.

Avustralya basını 210 günlük deniz yolculuğundan sonra eve dönen Watson’ı “kahraman” ilan ederek manşetlere taşıdı. Watson ise kendisini sadece normal biri olarak gördüğünü söyledi ve “Muhteşem şeyler başarmak için özel biri olmanıza gerek yok, sadece hayallerinizin olması lazım, onlara inanın ve çok çalışın. Başarmaya karar verdiğimiz her şeyi yapabileceğimizi kantlamış olduğumu düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

Salı günü 17 yaşına giren Watson’ın menajeri Watson için artık dünyanın değiştiğini söyledi. Jessica Watson okulunu bitirip araba kullanmayı öğrenmek istiyor.